Sessiz Haykırış: Şehit Ömer Halisdemir Fen Lisesi Öğrencilerinden Kadınlara ve Çocuklara Şiddete Karşı Siyah Giyme Etkinliği
Ülkemizde son dönemlerde gerçekleşen ve sayısı ne yazık ki günden güne artan çocuklara ve kadınlara yönelik şiddet, taciz ve cinayet olayları yaşanmaktadır. İzlerken dahi hepimizin içini burkan bu haberler, toplumumuzu derinden sarsmakta ve onarılması güç izler bırakmaktadır. Bizler de bu elim olaylar karşısında üç, toplumun diğer fertleri gibi katledilen çocukların ve kadınların acısını yürekten hissediyor ve ailelerin acısını paylaşıyoruz.
Okulumuz Şehit Ömer Halisdemir Fen Lisesi'nin duyarlı öğrencilerinin talepleri doğrultusunda, bugün öğretmen ve öğrenciler olarak farkındalık oluşturabilmek adına "SİYAH GİYME" etkinliği gerçekleştirdik.
Kadınların ve çocukların korunması, hem milli hem manevi değerlerimizle birebir örtüşen bir sorumluluktur. İslam dini, kadınlara büyük bir değer vermiş ve onların toplumsal konumunu yüceltmiştir. Kuran-ı Kerim'de pek çok ayet, kadınların haklarına ve onlara gösterilmesi gereken saygıya vurgu yapar. Kadın, toplumun temeli olan ailenin merkezindedir; İslam'da bir anneye verilen değer, babaya verilen değerden üç kat daha büyüktür. Peygamber Efendimiz (S.A.V.), Veda Hutbesi’nde özellikle kadın haklarına dikkat çekmiş ve şöyle buyurmuştur: "Kadınlar sizin emanetinizdir. Allah'tan korkun ve onlara iyi davranın." Bu emir, İslam toplumlarında kadınların onur ve haklarının korunmasının ne kadar önemli olduğunu açıkça ortaya koyar.
Ayrıca, İslam’da kadın sadece evin içinde değil, sosyal hayatta da aktif bir birey olarak görülmüş; Hz. Hatice, Hz. Aişe gibi büyük kadınlar, hem ilim hem ticaret alanlarında İslam toplumuna öncülük etmişlerdir. Kadınların eğitim alması, kendilerini geliştirmesi ve toplumda güçlü bir yer edinmesi, hem İslam’ın hem de modern dünyanın vazgeçilmez bir parçasıdır.
Kadına verilen bu değer, Türk toplumunun da tarih boyunca vazgeçilmez bir unsuru olmuştur. Türklerin kadına verdiği önem, Orta Asya'dan günümüze kadar uzanan kültürel mirasımızın güçlü bir parçasıdır. Eski Türk devletlerinde kadınlar, erkeğin yanında devlet işlerinde söz sahibi olmuş, "Hatun" unvanıyla yönetime katılmışlardır. Kağanlar, devlet kararlarını alırken eşleriyle istişare etmiş, kadınlar siyasi, sosyal ve ekonomik hayatta aktif rol oynamışlardır. Türk kültüründe kadın, yalnızca evin içinde değil, savaş meydanlarında ve devlet yönetiminde de etkin bir birey olarak yer almıştır. Bu geleneksel saygı ve eşitlik anlayışı, Türklerin kadına verdiği değeri açıkça gözler önüne sermektedir.
Mustafa Kemal Atatürk de, Türk kadınına olan bu derin saygıyı vurgulamış ve Cumhuriyet ile birlikte kadınlara toplumsal yaşamda geniş haklar tanıyarak onların eğitimde, siyasette ve iş hayatında aktif bir şekilde yer almasını sağlamıştır. Atatürk, Türk kadınını her zaman yüceltmiş ve şu sözleriyle kadının toplumdaki yerini en güzel şekilde ifade etmiştir: "Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın."
Bizler de bu bilinçle, kadınların toplumda hak ettikleri saygıyı görmeleri gerektiğini düşünüyor, onları her türlü şiddet ve haksızlığa karşı korumanın hem dini hem de milli bir görev olduğuna inanıyoruz.
Dileriz ki bir sonraki etkinliğimiz çocuklarımızın ve kadınlarımızın başarılarını kutlama yönünde gerçekleşir.
Haberin devamını okumak için buraya tıklayınız.




















