Pandemi Dönemi Sonrası Psikososyal Destek Çalışmaları

 

PANDEMİ DÖNEMİ SONRASI PSİKOSOSYAL DESTEK ÇALIŞMALARI

 

1.     Travma ve Travmatik Stres Belirtileri

 

Zorlu yaşam olayları karşısında çeşitli stres tepkileri göstermemiz beklendik bir durumdur. Özellikle tüm dünyada yaşanan koronavirüs (COVID-19) salgını nedeniyle kendimiz, ailemiz, sevdiklerimiz, toplumumuz ve diğer insanlar için endişe, kaygı, panik ve korku yaşamamız olağandır.

 

Genel olarak travmatik stres belirtileri, korkutucu ya da zarar verici olaylar karşısında insanların gösterdikleri tepkiler için kullanılır. Bireyin var oluşunu, doğrudan ya da dolaylı yönden tehdit eden, yaşam alışkanlıklarını bozan, beklenmedik bir anda gerçekleşen ve korku veren her deneyim bir travma olarak tanımlanmaktadır (Briere ve Elliott, 2000; Coddington, 1972). Salgın hastalıklar toplumun tamamını etkileyen travmatik deneyimlerdir. Ancak her bireyin etkilenme düzeyi aynı olmayabilir.

 

Küresel salgın anlamına gelen pandemi, ülkemizi ve dünyayı etkilemekte olan bir durumdur. Bu durum bireylerin yalnızca fiziksel sağlıklarını değil aynı zamanda ruhsal sağlıklarını da etkileyebilir. Bireyler bu süreçte aşağıdaki duyguları yaşayabilir.

 

-Korku

 

-Kaygı

 

-Belirsizliğin yarattığı huzursuzluk

 

-Öfke

 

-İçe kapanma

 

Covid- 19 salgını ile bireyin en temel ihtiyaçlarından biri olan güvenlik ihtiyacının sekteye uğradığı söylenebilir. Günlük yaşam rutinleri, iş ve okul hayatları, boş zamanları değerlendirme tercihleri gibi yaşamımızın her alanında yeni bir 'rutin' oluşturmak zorunda kaldığımız görülmektedir. Burada fark etmemiz gereken salgının etkilerinin her bireyin yaşamında tek tek ve toplum olarak bütüncül bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğidir.

 

2.     Pandemi Sonrası Psikososyal Destek Çalışmaları

 

Salgınlar psikososyal müdahale gerektiren olağandışı durumlardır. Bu bağlamda il, içe ve okul düzeylerindeki psikososyal koruma, önleme ve krize müdahale ekiplerinin aktif çalışması ve sürecin öğrenciler üzerindeki negatif etkilerini en aza indirme konusunda kilit rol oynadıkları bir gerçektir. Pandemi hepimiz için yeni ve alışması zor bir durum ve belki de yaşamımız boyunca unutamayacağımız bir deneyimdir. Her birimizin bu süreçten etkilenme düzeyi (yalnızca psikolojik etkilenme değil) aynı olmayabilir. Örneğin bu süreci kendi evinde nispeten güvenli bir ortamda ve ekonomik zorluğu olmayan bireyler ile ailesinde sağlık çalışanı olan ya da salgın boyunca kalabalık iş yerlerinde ve sürekli diğer insanlar ile temas halinde çalışmak zorunda olan bireyler için 'pandemi' aynı şeyi ifade etmeyebilir.

 

Salgının etkileri yaş ve gelişim dönemleri açısından da değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu süreçte alışkanlıkları değişen gruplardan bir tanesi de çocuklardır. Sokağa çıkma yasakları, online eğitimler, sınav tarihlerindeki değişiklikler ve sınavlara birtakım özel tedbirler ve düzenlemeler ile girilecek olması çocukları ve gençlerin yaşamlarındaki değişimlerden yalnızca birkaçıdır.

 

Okuldan ve okulun sağladığı sosyal çevreden uzak kalmak bile tek başına büyük bir meseleyken salgın sürecinin beraberinde getirdiği kaygılar, kayıplar ve diğer olumsuz yaşantıların çocukların ve gençlerin yaşamlarını etkilediği bilinmektedir. Bu durumda çocuklarda ve gençlerde görülebilecek olası durumlar şöyle sıralanabilir:

 

2.1.Okul fobisi ve okul reddi:

 

Okul fobisinin altında ayrılma anksiyetisinin yer aldığı bilinmektedir. Anne ya da anne figüründeki kimseden ayrılmamak istememenin nedeni okulla doğrudan ilişkili olmayan kaygılar olabilir. Özellikle küçük çocuklar, aileden birinin hastalığı, huzursuzluklar, kardeş kıskançlığı vb nedenler ile evden ayrılmamak dolayısıyla da okula gitmek istemeyebilir.

 

Yaş ilerledikçe okul fobisinin yanı sıra okul reddi de görülebilir. Ayrılma anksiyetisine bağlı olsun ya da olmasın çocuğun okula gitmeyi reddettiği durum olarak tanımlanan bu durumun çeşitli nedenleri olabilir. Okula geldiğinde evdeki hoşlandığı bir etkinliği yapamayacak olmak (sınırsız teknoloji kullanımı), akademik başarı kaygısı, akran zorbalığı vb nedenler okul reddine neden olabilir.

 

Pandemi sonrasında çocukların ve gençlerin okula gitmek konusunda motivasyonları düşebilir. Pandeminin yarattığı psikososyal etkiler, sağlık problemleri, ekonomik problemler, akademik kaygılar vb. çocukların okula dönme motivasyonları üzerinde olumsuz etkileri olabilecek durumlardandır.

 

Sebebi her ne olursa olsun çocukları okula yeniden adapte edebilmek ve gereken psikososyal desteği sağlamak başta okul psikosoyal koruma, önleme ve krize müdahale ekibi olmak üzere tüm okul personelinin görev ve sorumluluğu olduğu bilinmelidir.

 

Pandemi sonrasında okula uyum döneminde görülebilecek okul fobisi ve okul reddine ilişkin yapılabilecek çalışmalar çocuğun ihtiyaçları göz önüne alınarak, aileler ile iş birliği içerisinde ve gerekirse ruh sağlığı uzmanlarının desteği alınarak yürütülmelidir.

 

2.2.Akademik başarıya ilişkin kaygılar:

 

Her ne kadar online dersler ve telafi programları ile öğrencilerin akademik eksiklikleri kapatılmaya çalışılsa da yüz yüze eğitimden uzun süre ayrı kalma bazı öğrencilerde akademik kaygılara ve motivasyon düşüklüğüne neden olabilir. Öğrencilerin okula ve derslere uyum sağlama süreçleri göz önüne alınarak ilgi ve motivasyonlarını arttırıcı çalışmalar yapılabilir.

 

2.3.Teknoloji bağımlılığı:

 

Bedensel hareketin ve yüz yüze iletişimin kısıtlılığı, online dersler, can sıkıntısı ve kaygıyı azaltma yolu olarak teknolojik araçlar ile daha fazla zaman geçirmeyi beraberinde getirdiği açıktır. Bundan sonraki süreçte çocukların ve gençlerin teknoloji ile aralarına mesafe koymaları konusunda okul içinde ve dışında güvenli bir ortamda sosyal ve sportif aktivitelere yönlendirme yapılabilir.

 

Psikososyal destek çalışmaları planlanırken öğrencilerin özel durumları dikkate alınmalıdır. Ayrıca yaş ve gelişim dönemleri de yapılacak çalışmaların içeriği ve yaklaşımları etkileyen unsurlardır ve göz önünde bulundurulmalıdır.

 

Salgın dönemi, değişen yaşam şartları ve sonrasındaki uyum süreci özellikle çocuklar ve ergenler üzerinde zorlayıcı birtakım durumların ortaya çıkmasına neden olabilir. Burada salgın süreci tetikleyici bir rol oynayabilir ve başka ruhsal, duygusal ya da davranış problemleri ortaya çıkabilir. Burada yapılacak müdahalelerde öğrencilerin daha önceden var olan problemleri de dikkate alınarak iyi bir gözlem yapılması önemlidir.

 

Kaybolan ya da hasar gören 'güvende olma' duygusunun yeniden yapılandırılması için okulda alınacak hijyen, sosyal mesafe gibi önlemlerin yerine getirilmiş olması önem arz etmektedir.

 

Okul açıldıktan sonra özellikle ilk haftalar, öğrencilerin gözlemlenerek, profesyonel destek alması gerektiği düşünülenler ilgili kurumlara yönlendirilebilir.

 

Psikososyal destek çalışmaları planlanırken kullanılan terimlere dikkat etmek de önemlidir. Etiketleyen ifadeler, damgalama (şu mahalle hep koronalıymış, şu kişi pek çok insana virüs bulaştırmış gibi) kullanmamaya özen gösterilmelidir.

 

Salgından dolayı yakınlarını kaybeden öğrenciler ile kendisi hastalığı atlatmış olan öğrenciler var ise ihtiyaç doğrultusunda psikolojik destek sağlanmalıdır.

 

Psikososyal destek hizmetlerinin ekip işi olduğu ve okuldaki tüm personelin sorumlu olduğu unutulmamalıdır.

 

3.     Okul Psikososyal Koruma, Önleme ve Krize Müdahale Ekibinin Görevleri

 

 (1) Okul müdürü veya okul müdürü tarafından görevlendirilmiş bir müdür yardımcısı başkanlığında, varsa rehberlik öğretmenleri ile rehberlik hizmetleri yürütme komisyonu üyesi her sınıf düzeyinden en az bir sınıf rehber öğretmeninden oluşur.

 

 (2) Psikososyal koruma, önleme ve krize müdahale hizmetlerinde okul ekibinin görev, yetki ve sorumlulukları şunlardır:

 

a) Okul ekibi birinci dönemin başı, ikinci dönemin başı ve ikinci dönemin sonu olmak üzere yılda üç kez ve ihtiyaç duyulan hâllerde toplanır.

 

b) Okul genelinde travma/kriz durumlarında psikososyal koruma, önleme ve krize müdahale hizmetlerini planlar ve gerçekleştirir.

 

c) Okul ekibi travma/kriz durumunun hemen ardından ayrıntılı bilgi edinmek amacıyla "Psikososyal Koruma, Önleme ve Krize Müdahale Hizmetleri Gözlem Formu" nu (EK-1) doldurur.

 

ç) Travma/kriz durumunda personel kapasitesi yetersiz kaldığında ve destek ihtiyacı ortaya çıktığında "Psikososyal Koruma, Önleme ve Krize Müdahale Hizmetleri Destek Talep Formu" nu (EK-2) doldurarak il/ilçe ekibinden destek talep eder. Gerekli durumlarda il/ilçe ekibi ile işbirliği yapar.

 

d) Okulda yaşanan travma/kriz durumlarına yönelik gerçekleştirilen krize müdahale çalışmalarını "Psikososyal Koruma, Önleme ve Krize Müdahale Hizmetleri Çalışma Raporu"nu (EK-3) doldurarak okul müdürlüğü aracılığıyla il/ilçe millî eğitim müdürlüğüne gönderir.

 

e) Travma/kriz durumlarına yönelik gerçekleştirdiği çalışmalar sonunda gerekli izleme ve değerlendirmeyi yapar, "Psikososyal Koruma, Önleme ve Krize Müdahale Hizmetleri İzleme Formu"nu (EK-4) doldurarak okul müdürlüğü aracılığıyla il/ilçe millî eğitim müdürlüğüne gönderir.

 

f) Travma/kriz durumlarından etkilenen bireylere ilişkin kayıtları başta gizlilik ilkesi olmak üzere etik kurallara uygun bir şekilde tutar ve muhafaza eder.

 

g) Gerek görülmesi hâlinde travma/kriz durumlarından etkilenen bireylerin öğretmenleri, ailesi, arkadaşları gibi yakın çevresinin de krize müdahale sürecine katılımını sağlar.

 

ğ) Okulda risk grubunda bulunan ve travma/kriz durumlarından etkilenen bireyleri gerektiğinde ilgili kurum ve kuruluşlara yönlendirir.

 

 

 

Son olarak, içinde bulunduğumuz sürecin hepimiz için yeni ve alışılmadık bir durum olduğu, belirsiz ya da önceden kestirilemeyen durumların ortaya çıkma olasılığının olduğu unutulmamalıdır.

 

KAYNAKLAR

 

Komisyon, 2018.  Psikososyal Destek Programı, Ankara.

 

Psikososyal Koruma, Önleme ve Krize Müdahale Hizmetleri Yönergesi, Milli Eğitim Bakanlığı Tebliğler Dergisi, 2739 (82), 206-229.

 

Komisyon, 2020. Salgın Hastalık Dönemlerinde Psikolojik Sağlığımızı Korumak- Aileler İçin Çocuklara Yardım Rehberi, Ankara.

 

Haberin devamını okumak için buraya tıklayınız.

Kocaeli İzmit İzmit Rehberlik ve Araştırma Merkezi

Yorumlar (0)
Yorumunuz en az 10 karakter olmalıdır.(0)