İstiklal Marşının Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma Günü (12 Mart)

  • MEHMET AKİF ERSOY'un Yaşamı

Mehmet Akif Ersoy 1873'te İstanbul'da doğar. 1893'te Tarım ve Veterinerlik Okulu'nu (Baytar Mektebi) birincilikle bitirir. Çalışma hayatına bugünkü adı Tarım Bakanlığı olan Ziraat Nezaretinde başlar ve 1913 yılına kadar çeşitli görevlerde bulunur. İttihat ve Terakki Cemiyetine üye olur.
Birinci Dünya Savaşı sırasında istihbarat örgütü olan Teşkilat-ı Mahsusa'ya katılarak, çeşitli ülkelerde Osmanlı Devleti'nin yıkılmasını önlemek için çalışır. Ayrıca Anadolu'da işgallere karşı direnen halkla temas kurarak mücadeleye destek verir.
1920'de Ankara'ya gelen Mehmet Akif Ersoy, Burdur milletvekili olarak Büyük Millet Meclisine girer. Bir yıl sonra İstiklal Marşı'nı yazar.
Uzun yıllar Kahire'de kalan Mehmet Akif Ersoy, 1936 yılında rahatsızlanarak döndüğü İstanbul'da vefat eder.

İSTİKLAL MARŞININ YAZILMASI

 Yeni kurulan devlet için bir "Milli Marş" yazılması hususunda Büyük Millet Meclisi'nin altı ay müddet vererek açtığı "İstiklal Marşı Müsabakası'na muhtelif şairlerin gönderdiği tam 724 şiir gelmişti. Bunlar Maarif Vekaletinde teşkil edilen bir komisyonda incelenmiş ve içlerinden altı tanesi seçilerek Meclis Matbaasında bastırılıp mebuslara dağıtılmıştı.

Maarif Vekili bulunan Hamdullah Suphi Bey, müsabakaya "nakdi mükafat vaat edilmiş olması yüzünden" iştirak etmemiş olan şair Mehmet Akif Bey'e müracaat ederek, yazmasını istemişti. Bunun üzerine Mehmet Akif Bey "Ben mebusum, müsabakaya iştirak etmem, ayrıca yazarım" diyerek teklifi kabul edip, ikamet etmekte olduğu TaceddinDergahı'nda, "Kahraman Ordumuza" ithaf ettiği İstiklal Marşı şiirini yazdı.

  • İSTİKLAL MARŞININ MECLİS'TE OKUNMASI

 İstiklal Marşı sadece bir şiir değil, ruhları coşturan bir yiğitlik ve etkileyici söz abidesi idi. Meclis'te Maarif Vekili yani Milli Eğitim Bakanı  Hamdullah Suphi Bey tarafından okunduğu zaman heyecan ve tezahürat son haddini bulmuştu; her mısrası, her kıtası sürekli alkışlarla karşılandı. Maarif Vekili kürsüye çıkarak büyük bir heyecanla İstiklal Marşı'nı okuyor. Marş'ın her mısrası, her kıtası sürekli alkışlarla karşılanıyor. Meclis'i büyük bir heyecan kaplıyor. O gün Üstat için muazzam bir gündü. Hayatında bu kadar heyecanlı bir gün geçirmediğini söylüyordu.

Nihayet 12 Mart 1337 yani (1921) günü meclisteki oylama sonucu  "İstiklal Marşı" olarak kabul edildi ve bütün mebuslar ayağa kalkarak Maarif  Vekilinin tekrar okuduğu İstiklal Marşı'nı, ayakta dinlediler. Bu ayakta dinleyiş aynı zamanda kötü talihini de yenen bir yüce milletin ayağa kalkışıydı.

 MEHMET AKİF TEN İSTİKLAL MARŞI

"...O günler ne samimi, ne heyecanlı günlerdi. O şiir, milletin o günkü heyecanının bir ifadesidir. Bin bir felaket karşısında bunalan ruhların ıstıraplar içinde kurtuluş dakikalarını beklediği bir zamanda yazılan o marş, o günlerin kıymetli bir hatırasıdır. O şiir bir daha yazılmaz. Onu kimse yazamaz. Onu ben de yazamam. Onu yazmak için o günleri yaşamak lazım. O şiir artık benim değildir. O, milletin malıdır. Benim millete karşı en kıymetli hediyem budur.

Allah bir daha bu millete bir İstiklal Marşı yazdırmasın!"

İSTİKLAL MARŞINA 

Korkmadım!

Sen 'KORKMA' dediğin günden beri korkmadım.

Ne al sancağımın sönmesinden,

Ne de tek dişi kalmış canavarın ulumasından.

Mıhlanıp kaldım yerimde

Seni her duyduğumda.

Başım dik, gözüm gökyüzünde.

Düşündüm bastığım yerlerdeki kefensiz yatanları.

Unutmadım!

Unutmam ben şehit oğluyum.

Dünyaları alsam da vermem

Bu vatanın tek bir taşını.

Kükremiş sel gibi taştım.

Mabetlere değmesin diye düşman eli

Siper ettim gövdemi;

Vuruldum...

Ay, hilaldi o gece.

Vuruldum!

Kanım toprağa aktı,

Bayrağıma renk oldum.

 

Haberin devamını okumak için buraya tıklayınız.

Gaziantep Şahinbey Mahmut Güleç İlkokulu

Yorumlar (0)
Yorumunuz en az 10 karakter olmalıdır.(0)