Işıklar Balı Sultan 15 Temmuz Kutlamasi.

15 temmuz milletimize karşı kurulan büyük tuzağın millet tarafından bozulduğu gündür.

Vatan hainleri her şeyi hazırlamışlardı önce genel kurmayı ele geçirip Hulusi Paşayı istedikleri gibi kontrol edeceklerdi, TRT de darbe bildirisi okutup, sokağa çıkma yasağı ilan ederek milletin karşı koymasını engelleyeceklerdi, kendilerine karşı operasyon düzenleme yeteneği olan polis özel harekat dairesi başkanlığını f-16 larla vurup onlarca polisimizi şehit edecekler ve Özel Harekatı etkisiz kılacaklardı, Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Paşa’yı saf dışı bırakarak yerine kendi hainlerini; Semih Terzi’yi getireceklerdi.

İlk önce jetler göründü Ankara semalarında, gurur duyduğumuz F-16 larımız başkentimizin üstündeydi ama bir gariplik vardı onlar bu saatte bu kadar alçaktan uçmazlardı hiç. Sonra haberlerde boğaziçi köprüsünün kapatıldığını gördük asker üniforması olan ama asker olmayan kişiler tarafından. Çok sürmedi TRT de darbe metni okunmaya başladı. her şey istedikleri gibi gidiyordu. Zaten daha 1 ay önce kendi siyaset bilimi profesörleri Osman Özsoy şöyle demişti bir tv programında ‘Türkiye’de insanların demokrasiye sahip çıkmak gibi hassasiyeti yok, bunlar kuru kalabalıklar.  Alt yazı geçin televizyonlardan yarın sokağa çıkma yasağı var diye bakın sokağa çıkabiliyorlar mı ? Bir kişi bile çıkmayacaktır. Başka bir hain Kerim Balcı’da  ‘bizim insanımız bırakın bombayı, g-3 e karşı nasıl savunulup, siper alınacağını yerde yatmayı bilmez’ diyordu darbe gecesi canlı yayında.

Ama hainlerin kurdukları hayaller, uyguladıkları planlar, yaptıkları hesaplar bozulmaya başladı.

Önce Hulusi AKAR karşı çıktı hainlere, ne kamera karşısında istediklerini söyledi, ne uzattıkları kağıtları imzaladı.

Sonra TRT gitti ellerinden, millet vatanına sahip çıkmış ve TRT yi o hainlerden almıştı.

Bombalanan ve 50 kahramanını şehit veren polis özel harekât dairesi personeli, acısını düşünmeyip, şehit arkadaşını yüreğine gömüp özel operasyonlara başladı. Her yer tek tek alınacaktı vatan hainlerinin elinden.

Bir düğün programı bahane edilerek Özel Kuvvetler Komutanlığından uzaklaştırılan Zekai AKSAKALLI bir şeylerin ters gittiğini anlayıp dışarı çıkmıştı, yolda onu esir almaya çalışanlardan kurtulmuş ve gerçeği öğrenmişti, Hemen Karargahı aradı ancak artık komutanın kendisi değil Semih Terzi olduğunu söylediler. Her şeyi anladı Zekai Paşa, en güvendiği adamını; Ömer HALİSDEMİR’i aradı. 20 yıldır beraber çalışıyorlardı Ömer’le. Aslan yürekli Ömer kendisine verilen her görevi hakkıyla yerine getirirdi, bu ona verilen son görev olsa bile.

Zekai Paşa

-‘sana vatan uğruna, millet adına tarihi bir görev veriyorum Ömer.’ dedi

Ömer dinledi sadece dinledi.

-‘ o makam senin namusundur Ömer, ben gelene kadar namusunu koru.

Devam etti komutan, sesi kararlıydı, vereceği görevi, yüreği ‘HALİSDEMİR’den olan Ömer yerine getirirdi. Devam etti.

Ömer dedi Tuğgeneral Semih Terzi, o bir vatan haini, karargaha girmeden onu öldür ama bil ki bunun sonu şehadet.

Kelimeler düğümlendi Ömer’in boğazında ama içinde korku yoktu, ümit vardı, neşe vardı, gülümsedi.

Emredersiniz dedi ve dilinden bu dünyaya dair son sözleri döküldü.

Hakkım sizlere helal olsun, canım vatanıma feda olsun, sizlerde hakkınızı helal edin.

Ömer’in belinde sadece tabancası vardı gelenlerinse ağır silahları, bekledi Ömer, o hain gelene kadar gizlendi. sonra aralarına girdi çevresinde ağır silahlı korumalarla yürüyordu Semih Terzi. Ömer tabancasına davrandı Semih Terzinin kafasına ateş etti. Görevini yerine getirmişti demir yürekli Ömer ve o da orda Şehit oldu, demirden bedenine saplanan 30 kurşunla. Onun şehadeti milletin, memleketin kurtuluşu oldu.

Haberin devamını okumak için buraya tıklayınız.