Erken Tanı Hayat Kurtatır

Kanser önemi giderek artan bir sağlık ve yaşam sorunu durumundadır. Ölüm nedeni olarak, kalp ve damar hastalıklarının hemen ardından gelmektedir. Batı toplumlarında her yıl 250-350 kişiden biri kansere tutulmaktadır. 60 yaşın üzerindeki gurupta ise kanser sıklığı çok artmakta 300 kişide 4-5 civarına yükselmektedir. Ülkemizde kesin istatistikler bulunmamakla birlikte insidansın bunun yarısı kadar olduğu tahmin edilmektedir.

Yurdumuzda en sık görülen kanserler erkeklerde akciğer, prostat, kalın barsak, rektum, mide ve pankreas; kadınlarda meme, akciğer, kalın barsak, rektum, serviks, over, mide ve pankreas kanserleri olarak sıralanabilir. Deri kanseri sıklığı her iki cinste de yüksek olmakla birlikte, habis melanom dışındaki deri kanserleri tedaviye iyi cevap verdiklerinden ölüm oranı çok düşüktür


Kanser, bazı etkilerle değişime uğramış hücrelerin, gerek yerel ve gerek uzak noktalarda kontrolsüz olarak çoğalıp büyümelerinin sonucu oluşan habis hastalıklar grubudur. Normalde hücreler belli bir kontrol altında, ihtiyaca göre bölünerek çoğalırlar. Hücreler bir taraftan programlı ölüm ya da iapoptozi denen olay ile yok olurken, diğer taraftan da büyüme faktörlerinin etkisiyle çoğalır. Büyüme faktörleri normalde DNA'daki Çeşitli genlerin etkisiyle oluşan proteinlerdir. Bu genler mutasyona (değişime) uğrayarak hücrelerin aşırı büyümesine sebep olurlarsa, o zaman kanser oluşur ve bu genlere de ionkogeni denir.

DNA hayatın merkezi maddesi olarak kabul edilebilir. DNA'da genler bulunmaktadır. Genler, anne veya babadan çocuğa siyah ya da sarı saç veya mavi göz gibi özelliklerin ya da talasemi (Akdeniz anemisi) gibi hastalıkların geçmesine sebep olan kalıtım birimleridir.

DNA uzun bir teyp şeridi gibidir. Vücudumuza nasıl büyüyeceğini bildiren, hatta davranışlarımızı belirleyen biyolojik bir programlar dizinidir. DNA bilgisayardaki programları taşıyıcı şeritlere benzetilebilir.

DNA, deoksiribonükleik asid dediğimiz hücre çekirdeği asidinin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır.DNA hücrelerde kromozom şeklinde bulunur.

İnsan vücudunda milyarlarca hücre vardır ve her hücredeki DNA o hücrenin kontrol merkezidir. İnsanda 23 çift kromozom vardır. Bunlar çekirdekte çiftler halinde bulunurlar. Yalnız son çifttekiler cinsiyet kromozomu olarak farklıdır; kadında XX ve erkekte XY olarak bulunur.

Kanser genleri ya da onkogenler 70'li yılların sonlarına doğru bulunmağa başlanmış ve günümüze kadar çok aktif araştırmaların konusunu oluşturarak, kanserin daha iyi anlaşılmasına, tanı ve tedavinin geliştirilmesine hizmet etmişlerdir.

Onkogenleri oluşturan mutasyonlar, karsinojen maddelerin, virüslerin ve X ışınlarının etkisiyle meydana gelir. Kanser bir organda oluştuktan sonra, uzak doku ve organlara da metastaz dediğimiz yerleşmeler yapar ve genel olarak en önemli problemlerin sebebi budur. Hızlı ilerleyen kanserlerde metastaz erken, daha iyi gidişli kanserlerde ise metastaz geç oluşur. Metastaz oluşumu tesadüften çok, kanser hücrelerinin bazı organlara kolay yerleşmelerini sağlayan özelliklerine bağlıdır. örneğin, kolon kanserleri karaciğere, prostat kanserleri kemiğe metastaz yapmayı tercih etmektedir. Burada, kanserli dokuda kan akımı, damar hücrelerinin aktivasyonu gibi faktörler rol oynamaktadır.

 

Onkogenlerin yanında anti-onkogenler de çok önemlidir. Onkogenler kansere sebep olurken, anti-onkogenler kanseri önleyen genlerdir. Anti-onkogenlere itümörü baskılayan genleri de denir. Bunlar doğal hallerinde iken, yani mutasyona uğramamış hallerinde iken hücre bölünmesini ve çoğalmasını frenleyen, durduran genlerdir. örnek olarak retinoblastoma genini ve p53 genini gösterebiliriz.

Kanser çok önemli bir hastalıklar grubudur. Tedavisi ve tanısı bir çok uzmanlık dallarının işbirliğini gerektirmektedir. Tedavisi güçtür. Erken tanı önemlidir. Cerrahi ve radyoterapi lokal tedavi yöntemleri olup, onların arkasından kemoterapi ve immünoterapi gibi sistemik tedaviler uygulanmaktadır. Kemoterapi sitotoksik ilaçlarla yapıldığı için özel bir ihtisas konusudur. Etkili dozlarda, fakat hastayı yan tesirlerden koruyarak yapılması gereklidir.

Moleküler biyolojinin verdiği yeni bilgiler kanser tedavisi için umut vaad etmektedir. Onkogenleri ve onların ürünlerini baskılayan özel maddeler halen araştırılmaktadır. Anti-onkogenlerin de tedaviye katılmaları için çalışılmaktadır.

Kanserde belki tedaviden daha önemli olan husus kanserin önlenmesidir. önlemede karsinojenik (kanser yapıcı) maddelerden uzak durmak, temiz ve sağlıklı yaşamak ve uygun bir diyet uygulamak gibi hususlara uyulması kanser sıklığını rahatça yarıya indirebilir. Gelecekte kemoprevansiyon yani kimyasal maddelerle kanseri önlemek de yararlı olabilecektir.

Erken Tanı ve Tarama

Ülkemizde bir çok kişi, yoğun iş temposundan dolayı vakit ayıramama, yapılacak testlerden dolayı canları yanacağı endişesi ve maddi imkanlarının kısıtlı olması gibi nedenlerden dolayı erken tetkik ve taramalarını yaptıramamaktadır. Maalesef erken tanılandığında tedavisi mümkün olan bir çok kanser türünün geç teşhis edilmesinden dolayı, her yıl binlerce insan hayatlarını kaybetmektedir.

Kanser hastalığının en önemli risk faktörleri, genetik, sigara kullanımı, kötü beslenme alışkanlıkları – obezite, fiziksel hareketsizlik, çevresel faktörlerdir. Genetik faktörler bireysel olarak değiştirilemeyen faktörlerdir, ancak diğer tüm faktörleri bireysel veya toplumsal davranışlarla değiştirebilmek mümkün. Sigara kullanımını azaltarak, kötü beslenme alışkanlıklarından kendimizi ve çocuklarımızı vazgeçirerek kanser hastalığında mücadelede bireysel ilk adımları atmış oluruz. İkinci adım erken tanı ve tarama yöntemlerini bilmek ve uygulamak. Özellikle meme, prostat, rahim ağzı, barsak ve cilt kanserleri gibi erken tarama programlarına uyulduğu takdirde önlenebilir hastalıkların yaş gruplarına göre sağlık tarama yöntemlerini bilmek ve uygulamak, çağımızın hastalığı olan kanserden korunmada son derece önemlidir. Ülkemizde tedavisi en pahalı ve en sık rastlanan kanser türleri olan akciğer kanseri için 14 bin, bağırsak kanseri için 12 bin, yumurtalık kanseri için ise 10 bin dolar yıllık tedavi maliyeti bulunmaktadır. Ülkemizde kanser tedavisine harcanan para, Sağlık Bakanlığı bütçesinin yaklaşık beşte birini oluşturmaktadır. Türkiye’nin kanser bütçesi, Avrupa’daki 6. büyük bütçedir. Halbuki, erken tanı ve tarama yöntemlerinin etkin ve doğru kullanılması ile, vaka sayılarında ve hastalığın tedavisi için harcanan maliyetlerde ciddi oranlarda azalma sağlanabilir.

Kanser hastalığının tedavisinde ülkemiz oldukça başarılı ancak; sağlık tarama programlarına uymamak ve erken tanı yöntemlerini etkin ve zamanında kullanmamak da, hastalıkla mücadelede kanayan bir yaramız. Bu nedenle; Türk Kanser Derneği’nin en öncelikli amaçlarından biri; toplumda kanser konusunda farkındalık yaratmak, düzenlenen seminerler ve eğitimlerle kişileri korunma yöntemleri, tarama programları hakkında bilgilendirmektir. Türk Kanser Derneği, "Erken tanı hayat kurtarır" sloganından yola çıkarak, özellikle meme, prostat, rahim ağzı, cilt ve bağırsak kanserleri gibi erken teşhis edilebilen kanser türleri için her yıl binlerce kişiye ücretsiz kanser taraması hizmeti sunmaktadır. 

1. Meme kanseri:  20 yaşından itibaren kendi kendine meme muayenesi erken tanı açısından oldukça önemlidir. 20’li – 30’lu yaşlardaki kadınlar en az 2 yılda bir klinik meme muayenesi yaptırmalıdır. 40 yaş üzeri kadınlar için her yıl klinik meme muayenesi ve yılda bir kez mammografi önerilmektedir.

2. Serviks kanseri : İlk cinsel ilişkiden itibaren 29 yaşına kadar 3 yılda bir, veya 21-29 yaş arası üç yılda bir kadın doğum muayenesi ve pap-smear testi yaptırılmalıdır. 30 yaş ve üzeri kadınlar ise 5 yılda bir kadın doğum muayenesi, pap-smear testi ve HPV testi yaptırmalıdır.

3. Kolon kanseri : 50 yaşından itibaren her yıl dışkıda gizli kan testi, 5 yılda bir rektal muayene ve rektosigmoidoskopi, 5-10 yılda bir çift kontrastlı kolon grafisi ve rektal muayene,
10 yılda bir rektal muayene ve kolonoskopi yaptırılmalıdır.

4. Prostat kanseri:  50 yaşından itibaren her yıl rektal tuşe ve PSA testi yaptırılması önemlidir. Beslenme şekli, sigara alkol kullanımı gibi kişisel alışkanlıklar, ailede kanser hastalığı gibi genetik nedenler kansere yakalanma riskini etkilemektedir. Bu nedenle tarama tetkiklerinin bazen daha erken başlaması ve farklı periyodlarda yapılması gerekebilir. 

Haberin devamını okumak için buraya tıklayınız.

Niğde Bor Şehit Bora Çelik Anadolu Lisesi

Yorumlar (0)
Yorumunuz en az 10 karakter olmalıdır.(0)