8 ve 12. Sınıf Velilerimize "Sınava Bende Hazırlanıyorum" Semineri Yapıldı.

Okul rehber Öğretmenimiz Emrah TUVER tarafından Nisan ayı KTS etkinlikleri kapsamında okulumuz 8 ve 12.sınıf öğrenci velilerine yönelik sınava bende hazırlanıyorum" semineri gerçekleştirildi.

Rehber Öğretmen Emrah Tuver sunumu süresince LGS ve YKS sınavının genel esasları,sınava girecek öğrenci psikolojisi ve velilerin rolleri hakında verdi.Sözlerine  ""Sınav Kaygısı" konusu belki de hem öğrencinin hem de velinin Rehberlik Servisine başvurma nedenlerinden biridir. diyerek başlayan Emrah TUver şöyle devam etti...

"ANNE-BABA OLARAK KABUL EDİLMESİ GEREKENLER

  • Çocuklarımızın sahibi değiliz, sadece anne ya da babasıyız. Onlar dünyaya gelmeden önce sorumluluklarımızı bilip kabul ettik. Birbirimizi seçme şansımız yoktu.
  • Onların yetişkinliğe neredeyse erdiğini ve birer birey olduklarını, kendileriyle ilgili kararları verebileceklerini kabul etmeliyiz.
  • Onları çocuk olarak algılayıp büyüdüklerini kabullenmediğimiz sürece, çocuk olarak yaşamlarına devam ederler. Yetişkin olarak algıladığımız oranda olgunlaşırlar.
  • Ancak onları kafamızdaki yetişkin kalıbına sokmaya çalışmak bizlerden uzaklaşmalarından başka bir işe yaramaz.

SINAVA HAZIRLIK SÜRECİNDE GÖZLENEN YANLIŞ ANNE- BABA TUTUMLARI

Rehberlik Servisi olarak sınava hazırlık sürecinde son yıllarda hem öğrenci hem de velide gözlenen kaygı kaynaklı davranışlar artmıştır. Buna bağlı olarak bazı veliler Rehber Öğretmenlerden çocuklarına anne babalık yapmasını isterken, kendileri de çocuklarına öğretmen gibi davranmaya çalışmaktadırlar.

Velinin öğretmenlik rolü takınma durumu var.

  • "Babam sınav sonuç analizimi alıp sınav yorumu yapmaya çalışıyor. Ancak sınav sistemini iyi bilmediğinden LYS bölümündeki tüm sorulara neden yanıt vermediğim konusunda beni eleştiriyor."
  • "Babam sınav sonucuma bakarken başarı sırama değil sürekli puanıma göre başarımı yorumlamaya çalışıyor. Oysa her deneme sınavının farklı bir ortalaması var. Ama bir türlü anlatamıyorum."
  • "Annem gazete ve dergilerdeki sınavla ilgili haberleri kesip kesip önüme koyuyor. Bu bilgiler en doğru şekilde zaten okulda bize aktarılıyor ama beni anlamıyor."
  • "Ben test çözerken annem ya da babam başıma dikilip süre tutuyorlar. Sabit zamanda çözdüğüm soru sayısını ölçmeye çalışıyorlar. Bu durum beni çok geriyor."
  • "Annem ya da babam her gün kaç soru çözdüğümü öğrenmeden uyuyamıyorlar."
  • "Babam bana ders çalışma programı yaptı ve bunu uygulayıp uygulamadığımı kontrol etmeye çalışıyor. Yeter artık!"

Sınava hazırlık sürecinde tipik anne baba davranışlarını şöyle sıralayabiliriz:

  • Çocuğu ile ilgili tüm sorumlulukları üstlenip okul ödevleri için kütüphanelerde araştırma yapan, ÖSYS başvuru formunu çocuğu yerine kendisi dolduran, mümkün olsa onun yerine sınava girecek olan, "hiçbir iş yaptırmıyorum, hiçbir şeyini eksik etmiyorum, suyunu bile ayağına götürüyorum" diyen, hemen hemen tüm derslerde özel ders desteği sağlayan "koruyucu" aile modeli.
  • Çocuğuna kaldıramayacağı derecede sorumluluk yükleyen, okul sonrası evde birçok işten sorumlu tutan( kardeşinin bakımından veya kardeşinin derslerinden sorumlu olma, misafir ağırlama, babaya iş yerinde yardımcı olmakla sorumlu olmak gibi), yani "aşırı sorumluluk yükleyen" aile modeli.
  • Çocuğunun her davranışını "sorgulayan ve yargılayan" aile modeli . Yani "Sınavın nasıl geçti?" yerine "kaç yanlışın var, arkadaşın kaç puan aldı, senden yüksek alan kaç kişi var?" sorularını öncelikli soran aileler bu gruba girmektedirler.
  • Çocuğun tüm yaşamını belirleyen ve planlayan "müdahaleci" aile modeli. Yani çocuğuna çalışma programı yapan, sürekli "ders çalış" diyen, hangi bölümü tercih edeceğini belirleyen aileler.
  • Çocuğun geleceği konusunda aşırı kaygı duyan ve kaygısını çocuğuna fazlasıyla yansıtan "kaygılı" aile modeli.
  • Sınava hazırlı sürecinde olağanüstü bir durum varmış gibi "olağanüstü iyi davranan" aile modeli. Yani bir yıl boyunca eve misafir kabul etmeyen, seyahat programı yapmayan, çocuğunun salonda ders çalışmasına izin verip bir yıl boyunca hiç TV izlemeyen, hatta fazla konuşmayan, çocuğuna adeta steril bir ortam yaratan aileler bu gruba dahildir.

Başarının özünde sorumluluk ve özgüven duygusu vardır. Özgüven, sorumlulukları alıp başarıyla yerine getirmekle oluşur. Sorumluluk vermede ölçü iyi belirlenmelidir. Gençlere verilebilecek en ideal sorumluluk, kendi geleceğinin belirleyiciliğini üstlenme sorumluluğudur. Ne yazık ki, sorumluluk bilinci olmayan öğrenciye lise son sınıf aşamasında yapılacak fazla bir şey kalmamıştır. Rehberlik Servisinin bu konuda sihirli değnek etkisi yaratamayacağını bilmekte yarar vardır.

NE YAPMALIYIZ?

*Olağanüstü davranmayın: Sınava hazırlık süresince veya sınava kısa bir süre kaldığında evdeki düzen ve genel hava "her zamanki gibi" olmalı. Örneğin sınava bir hafta kala annenin çocuğuna en sevdiği yemekleri yapması bile olağanüstü davranma tanımına uymaktadır.

*Sorumluluk ve özgüvenin önemi: Öğrenciye sınava hazırlanıyor diye hiç sorumluluk vermemek de doğru değildir. Üstesinden gelemeyeceği sorumluluklar vermek de özgüvenini olumsuz etkileyebilir. Öreğin kendi odasını toplaması, eve ait alış veriş yapmak, sofra hazırlama veya toplamak doğal sorumluluklardır.

*Gençlik döneminde olduğunu unutmayın: Sınava hazırlık sürecinde ergenlik döneminin en zorlu dönemleri atlatılmış olsa bile unutmayın ki çocuğunuz ergenlik dönemini henüz bitirmedi. Ondan tipik yetişkin davranışları sergilemesini beklemeyin.

*Sevgiyi şartlı sunmayın: Birçok öğrencimiz üniversiteye girememe durumunda anne ve babalarının kendilerine yönelik sevgi ve güvenlerini kaybedeceklerini düşünmektedirler. "Başarılı olursam beni daha çok severler" düşüncesine öğrencilerimizde rastlamaktayız. Başarılı ya da başarısız her koşulda onların yanında olabileceğimizi onlara hissettirmeliyiz. Problemleri çözmeye değil anlamaya çalışın.

*Eleştirilmesi gereken durumlarda eleştirin, ancak yargılayıcı olmayın.

*"Ya olmazsa?" sorusunu birlikte yanıtlayın: "Bu yıl üniversite olmazsa" hangi alternatiflerin gündeme geleceği mutlaka önceden belirlenmeli. Alternatifsizlik var olan olağan gerginlik ve kaygıyı, aşılması güç bir boyuta getirebilir.

*"Okursan hem kendini hem de bizi kurtarırsın" türünde kahramanlık rolleri yüklemeyin: Toplumdaki sınıf atlama çabası, ekonomik kaygıları giderme yolu hep "iyi bir meslek" düşüncesini de beraberinde getirmektedir. İyi bir meslek hedefine ise iyi bir üniversite yoluyla ulaşma çabası bazen ailelerin çocuklarına kaldıramayacakları sorumluluk türleri yüklemelerine neden olmaktadır.

*Huzurlu bir ortam yaratın: Her ailede zaman zaman olağan sayılabilecek tartışma ve çekişmeler olmaktadır. Olağan tartışmalar sağlıklı iletişimin de göstergesidir. Ancak tartışmaların huzuru bozacak düzeye gelmemesine özen gösterin. "diyerek genel bilgilendirme yapmış ve seminer soru cevap şeklinde devam etmiştir.Katılan velilerimize ve  Rehber Öğretmenimiz Emrah Tuver 'e teşekkür ediyoruz.

 

Haberin devamını okumak için buraya tıklayınız.

Zonguldak Kozlu Şehit Yusuf Yelkenci Anadolu İmam Hatip Lisesi

Yorumlar (0)
Yorumunuz en az 10 karakter olmalıdır.(0)